Gezi Tarihi: 05.05.2012
Güzel bir ay değil mi Mayıs? Gideceğimiz bu yayla da Mayıs aylarında adını
aldığı menekşelerle kaplı imiş. Biz de
mevsimi kaçırmadan Kocaeli ili Başiskele ilçesine bağlı olan, Menekşe Yaylası
yürüyüş parkurunu bilen sevgili gurumuz Mehmet Ümit GENÇER abimizin
katkılarıyla gezimizi planladık.
Menekşe
Yaylası ile ilgili kısa bilgileri sizinle paylaşalım:
Yürüyüş mesafesi: 14
kilometre
Yürüyüş süresi: 4
saat
Zorluk derecesi:
Kolay
Su geçişi: Yok
Bitki örtüsü:
Ormanlık alan, kayın, gürgen, çam
İstanbul’a uzaklığı:
135 kilometre
Uygun mevsim: İlkbahar,
yaz, sonbahar
Merkeze uzaklığı:
Başiskele 15, İzmit’e 30 kilometre
Ulaşım: İzmit TEM
otoyolunun batı çıkışından çıkılarak Bursa istikametine gidilir. Yuvacık
beldesine gelindiğinde köye doğru dönülür. Yuvacık Barajı geçildikten sonra
Aytepe’ye kadar yol takip edilir.
Güzergâh Bilgileri:
Kocaeli ili Başiskele ilçesine bağlı olan, Menekşe Yaylası yürüyüş parkuru, Aytepe
soğuk su deposundan başlar. Yarım saatlik bir dik çıkıştan sonra Şahin Tepesine
varılır. Bölgeye hakim bir tepedir. Tepe geçildikten sonra 1,5 saatlik kolay
bir yürüyüş ile Menekşe Yaylası’na varılır. Bu bölge adını bahar aylarında açan
menekşe çiçeğinden almıştır. Bölgede birkaç yerde su bulunmaktadır. Menekşe
Yaylası’nın 100 metre güneyinde papaz çayırı bulunmaktadır. Papaz çayırı kamp
yapmaya uygun bir alandır. Yaylanın kuzeyinde 1073 metrelik Bayrak Tepe
bulunmaktadır. Menekşe Yaylası’na kadar araç ile gitmek isteyen Bahçecik
Mahallesi üzerinden gidebilir.
![]() |
Fotoğraflar Nikon D7000 |
Tabi biz ofis çalışanları için bu bilgiler
günübirlik gezi için biraz zor gelmiş olsa da Ümit Abimiz bize hep destek, tam
destek oldu ve yola koyulduk. 2 saatlik yolcuğumuz ardından kahvaltı etmek için
Hereke’ ye uğradık. Bir minibüs insanız tabi ki azıksız yola çıkmadık Şenay’ın
patatesli böreği, annemin tırtıl kurabiyesi, Öznur’un keki derken körfeze karşı
karnımızı doyurduk. Menekşe Yaylası için artık 1 saatlik yolumuz kalmıştı.
Ve vardık… Heyecanla eşyalarımızı alıp aracımızdan
indik, dile kolay 14 kilometre yürüyecektik. Güneş yüzümüze gülmüştü. Ormanın
içinden yürümeye başladık yaklaşık yarım saatlik bir yürüyüşün ardından Şahin Tepesi’ne
vardık. Nasıl bir manzara! Uçurumun kenarındaydık! Hepimiz fotoğraf
makinelerimize sarıldık, bu manzara kaçacak gibi değildi. Manzara ve anı fotoğraflarımızı
çektikten sonra Menekşe Yaylası’na yolumuz devam etti.
İstanbul’un hengamesinden uzak yeşillik
alanların içinde yürümek, koyunları görmek, yaylanın temiz havasını solumak, çiçeklerin
kokusunu hissetmek bizleri mest etmişti. Bu yüzden de zaman nasıl geçti
anlamadık. Tam hava ne kadar güzeldi derken yağmur yağmasın mı?! Ahmak ıslatan
yağmur denilir ya hani tam olarak öyle oldu. Yağmur dindiğinde karnımızın iyice
acıktığını fark ettik. Sucuğumuz ve şipşak mangalımız vardı. Grubumuzun
erkekleri mangalı yaktılar ekmek arası sucuklarımızı yedikten sonra kendimizi
çiçeklerle kaplı yaylanın içinde taze otlarından henüz çıkan mor ve beyaz menekşeleri
fotoğraflarken bulduk.
Fotoğraf Ness Nikon D7000 |
![]() |
Fotoğraf Ness Nikon D7000 |
Her güzel şeyin sonu geldiği gibi Menekşe’nin de sonuna
varmıştık işte. Aynı yolu yürümek hususunda zorlandığımız şey kesinlikle yokuş
aşağı sıra sıra ilerlerken yuvarlanmamaya çalışmaktı. Yol boyunca yaktığımız
türkülerden (tamam tamam itiraf edelim Halil Sezai söylüyorduk ) Ümit Abi’nin
bunalıp “Kafamı kuma gömmek istiyorum!” isyanı hala aramızda bir espridir.
Yolun sonuna geldiğimizde Soğukdere üzerindeki köprüden derenin karşısına
geçtikten sonra doğaseverlerin yakından tanıdığı Veysel Amca’nın ahşaptan
yapılmış doğal ortamında kahvelerimizi yudumladık. Hava kararmadan İstanbul’a
dönebilmek için çok da geç kalmadan geri dönüş yoluna geçtik.
![]() |
Fotoğraf Kali Canon 550D |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder